Almanya’nın sıkı borçlanma kurallarında seçim öncesi gevşeme bekleniyor

Merz geçen hafta, hükümete ek hareket alanı sağlamak için borç freni olarak bilinen mekanizmayı değiştirmeye yönelik vurgularda bulundu. Bu, partisinin ülkenin temel yasasında yer alan ve daha evvelki muhafazakar bir hükümet tarafından getirilen net yeni borçlanma sonunun dokunulmaz olduğu istikametindeki uzun müddettir devam eden duruşundan şaşırtan bir sapma manasına geldi.

Merz, CDU/CSU blokunun seçimi kazanması halinde, Bundestag çoğunluğunu teminat altına almak için en azından bir diğer partiyle koalisyon kurması gerekeceğini biliyor.

Muhtemel ittifak ortakları olan Toplumsal Demokratlar ve Yeşiller, artan borçlanmanın savunucuları ve Özgür Demokratlarla bu hususta yaşanan uyuşmazlık, Şansölye Olaf Scholz’un iktidar ittifakının bu ay dağılmasına yol açtı.

Siyaset, borç freninin gevşetilmesini mecburî kılıyor

Berenberg Başekonomisti Holger Schmieding, “Borç freninin mevcut haliyle bir sonraki koalisyon müzakerelerinde hayatta kalma mümkünlüğü çok düşük. Mevcut koalisyondaki tecrübelerinden sonra, Toplumsal Demokratlar ya da Yeşiller borç frenini ıslahat etmeden öteki bir koalisyona girmek için akıllarını kaçırmış olmalılar ve CDU bunu biliyor” değerlendirmelerinde bulundu.

Borç freni, yapısal bütçe açıklarını gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 0,35’iyle sınırlıyor. Ve ulusal acil durumlar ya da durgunluklar sırasında istisnalara müsaade verse de, ülkenin muazzam yatırım gereksinimleri göz önüne alındığında giderek daha uygunsuz olarak görülüyor.

Berlin merkezli bir niyet kuruluşu olan Dezernat Zukunft’un varsayımlarına nazaran, Almanya’nın altyapısını güncellemek, savunmasını güçlendirmek ve büyüme potansiyelini artırmak için 2025 ile 2030 yılları ortasında yaklaşık 800 milyar euro (844 milyar dolar) ek harcamaya ihtiyaç duyuluyor.

Bu yatırımların neredeyse yarısı, hiçbir formda açık vermelerine müsaade verilmeyen bölgesel ve belediye idarelerinin sorumluluğunda.